Saat 04:00 belirlenen noktalardan Sabiha Gökçen Havaalanına transfer. Bagaj ve Check in işlemleri sonrası 06:45 uçağı ile İstanbul – Mardin uçuşu. Mardin Havaalanında bizleri bekleyen otobüsümüzle buluşma. Kahvaltımızın (ekstra) ardından İlk durağımız Dara antik kenti oluyor. Rehberimizin bölge hakkında genel anlatımları eşliğinde Mağara evleri, Mezarları, Kiliseleri ile Sarnıçları ve yerin altında bulunan halk arasında zindan olarak tabir edilen Tekno Kent ile Dara antik kenti bizi kendine hayran bırakacak. Kent gezimizi rehberimiz eşliğinde yapıp, aracımıza binerek Midyat’a doğru yolculuğumuza başlıyoruz. Nusaybin üzerinden Beyazsu’da vereceğimiz molada, buz gibi kaynak suyun içerisinde, alacağımız öğle yemeği (ekstra) sonrası Midyat’a doğru yöneliyoruz. Midyat’ın 20 km dışındaki yüksekçe bir tepede kurulmuş olan Mor Gabriel Manastırı ilk ziyaretimiz oluyor. Sonrasında ise Midyat merkeze gelip, burada da birçok dizi ve filme ev sahipliği eden Devlet Konuk Evi’ni dolaşıyoruz. Ardından aracımızdan inerek Midyat çarşılarını turluyor, gümüş telkari el sanatının merkezi konumunda bulunan çarşısına varıyoruz. Burada vereceğimiz serbest zamanda alışveriş yapabilir, günün yorgunluğu kahve içerek atabilirsiniz. Akşam saatlerinde Midyat’ta ki otelimize yerleşme, akşam yemeği ve konaklama.

Otelde alınan kahvaltının ardından Mardin yolculuğumuz başlıyor. Dinlerin ve dillerin buluştuğu, birçok farklı kültür ve inanç birleşimi olan Mardin, taş işçiliği ve kentsel dokusu ile ziyaretçilerini büyülüyor. Mardin şehrinde ilk gezi durağımız, kentsel sit alanı olan ve koruma altına alınan Eski Mardin olacak. Artuklu hükümdarı Kasım Bey’in adını taşıyan, hikâyesiyle en akılda kalıcı yapılardan biri olan Kasımiye Medresesi, Artuklu sanatının tüm inceliklerini taşıyan taş işçiliğinin ustalıkla sergilendiği, yıllarca tıp ve astronomi okulu olarak kullanılmıştır. Medresenin avlusunda bulunan küçük havuzu yapıya serinlik katmakla birlikte Selsebil adı verilen çeşmenin anlatımını rehberimizden dinlediğinizde bir kez daha büyüleneceksiniz. Ardından Medreseden ayrılıyor şehirde uzunca bir dönem dünyadaki tüm Süryanilerin merkezi sayılan Deyr-ul Zafaran Manastırı’na geçiyoruz. Burada Kilise, Tıp Okulu, Sin Tapınağı, Vaftizhane, Mezar bölümlerini görerek, kendinizi gerçekten özel ve ayrıcalıklı hissedeceğiniz gezimizin ardından Mardin’in taş kaplı dar sokaklarında yürüyüşümüze başlıyoruz. Şar Çubuk Mahallelerinden geçerek Kırklar Kilisesine gidiyoruz. Kırklar Kilisesi gezisi sonrası öğle yemeğimizi (ekstra) alıyoruz. Yemek sonrası Mardin çarşılarından yolumuza devam edip Mardin`in en önemli tarihi yapılarından içerisinde Hz. Muhammed`in sakalı şerifinin bulunduğu Ulu Camiyi geziyoruz. Şehidiye Medresesi, Zinciriye Medresesi (panoramik), güzel bir tarihi konak yapısı olan PTT binası, Hz. Muhammed’in ayak izinin bulunduğu Hatuniye Camii ve Medresesi ile Savurkabı Mahallesi gezisi sonrası belediye temizlik işlerinin "eşekler" ile yapıldığı evlerin altından geçen Abbaraları ve Bab-ı Sor çeşmesini görüyoruz. Sonrasında otelimize dönüş, akşam yemeği ve konaklama.

Otelde alınan kahvaltının ardından Orta Çağ’ın Anadolu’daki en zengin kentlerinden biri olan ve bir dönem Artuklulara başkentlik yapmış, gelen her medeniyetin ön plana çıkardığı bir kesişme noktasında bulunan Hasankeyf’e hareket ediyoruz. Anadolu’daki en büyük köprü olan fakat şu anda sular altında kalan Taş Köprü, Yeni Saray, Mağaralar, Darphane, Zekât Kuyusu, Tılsımlı Kapı, Gözcü Kulesi, Büyük Saray, Ulucami, Zindan ve El-Rızk Camii’nin panoramasını rehberimizin anlatımlarıyla gördükten sonra öğle yemeği (ekstra). Yemek sonrası ilk olarak şarkılarda ismide geçen İlk olarak Diyarbakır'da edebiyat dünyamızın önemli isimlerinden 35 yaş şiiri ile tanınan, Cahit Sıtkı Tarancı’nın doğduğu ve şu anda müze olarak hizmet veren evi geziyoruz. Bu ev aynı zamanda Diyarbakır sivil mimarisinin de en güzel örneğidir. Sur içerisinde İslam tarihinin en eski camilerinden olduğuna inanılan Anadolu’da kurulan V.Haremi Şerif olan Diyarbakır Ulu Camiini geziyoruz. Yapım tarihi ve yaptıran uygarlığın bilinmediği, 9000 yıllık bir tarihe sahip olduğu bilinen Diyarbakır surlarının en eskisi olan Keçi Burcuna çıkıyoruz. Buradan Dicle Nehrine doğru baktığımızda Dicle Nehrinin üstüne kurulu 10 Gözlü Köprüyü, Hevsel Bahçelerini görüp, fotoğraflıyoruz. Sonrasında günümüzde Kent Müzesi olarak açılan yaklaşık 130 yıllık Cemil Paşa Konağı'nı ziyaret ediyoruz. Sülüklü Han'da yorgunluk çaylarımızı içiyoruz. Mardin Kapıyı, Yeni Kapıyı panoramik olarak gördükten sonra havaalanına varış. 20:50 uçağı ile Diyarbakır – İstanbul uçuşu. İstanbul’a varış, alandan şehir merkezine transfer ve turumuzun sonu.